23 Şubat 2008 Cumartesi

ilim ve usul

Merhaba,

İlim ve usul arasındaki ilişkiler her zaman araştırma ve tartışma konusu olmuştur.
Bu gün bir TV're iktidar ve ilim tartışıldı.

İktidarın itiyad ve ihtiyarında itimad tarafından
desteklendiğini ya da kösteklendiğini ötedenberi dillendirir dururum.

İhtiyarın irade ve idrak tarafından belirlendiğini,
iktidarında emir ve halk ile belirdiğini
varsayarsak
ulumun dahi bu fiiillerin hepsini ve bununla beraber
san'at ve hikmet ile hukuk ve ahlak faaliyetlerimizi
etkilediğini ve bu arada iktidarı biçimlediğini düşünebiliriz.

Yoksa bunun tersine iktidarın ilmi ve ilminde tüm sayılan
fiil ve faliyetlerini biçimlediğini, belirlediğini ve dayattığını
kabullenmeyi insanın haysiyet ve hürriyetine pek
yakıştıramıyorum.

İşte bu noktada usulün önemi ortaya çıkıyor. Sözdeki bilgi
eğer bize gerçeğin yolunu açacaksa bunu temin edecek asla
giden bir usul olmalıdır.

Yöntembilim bunun bir arayışıdır.
İşte bu "bilim", bilimlerin bir yöntemi mi olacak
yoksa yöntemin bir bilimi mi bulunacaktır ?

Bu bloğu bu soruyla başlattım ki monologumun bloku kırılsın.